Son yıllarda sosyal medya, ergenler arasında bir etkileşim ve eğlence aracı olmanın ötesine geçerek, bazen tehlikeli bir eğlence biçimine dönüşmeye başladı. Video paylaşım platformları ve sosyal medya uygulamaları üzerinden hızla yayılan bazı trendler, gençlerin hayatını tehdit eden durumlarla sonuçlanabiliyor. Bu durum, ebeveynler ve uzmanlar tarafından büyük bir endişe kaynağı haline geldi. Özellikle gençlerin "havalı" bulduğu bazı davranışlar, görünmeyen riskleri beraberinde getiriyor. Peki, bu tehlikeli trendler neler ve gençler arasındaki popülerliği neden bu kadar yüksek?
Son günlerde sosyal medya platformlarında, gençlerin arasındaki etkileyici fenomenler üzerinden yayılan yeni trendler, dikkat çekici bir şekilde artış gösteriyor. “Havalı” olarak tanımlanan ve çoğu zaman dikkat çekme amacı güden bu hareketler, kısa sürede viral hale geliyor. Bunlardan bazıları, fiziksel olarak tehlikeli olmanın yanı sıra, psikolojik açıdan da zarar verici olabiliyor. Örneğin, bir dizi sosyal medya Challenge'ı bazı gençlerin aşırı riskli davranışlarda bulunmasına ve bu davranışların sonucunda ciddi yaralanmalara veya kazalara yol açmasına neden oldu. Bungee jumping yapmak, mavi ışıklar altında dans etmek veya baş döndürücü hızlarla bisiklet sürmek gibi fiziksel eylemler, çoğu zaman gençlerin bu tehlikeleri göz ardı ederek "ben de yapabilirim" düşüncesine kapılmasına yol açıyor.
Psikologlar ve uzmanlar, bu tür sosyal medya trendlerinin gençlerin ruh sağlığını olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Ayrıca, bu tehlikeli davranışların sadece fiziksel yaralanmalara neden olmadığı, aynı zamanda sosyal medya aracılığıyla yayılan yanlış bilgi ve davranışların; madde kullanımı, depresyon ve kaygı gibi psikolojik bozuklukları artırabileceği vurgulanıyor. Uzmanlar, ebeveynlerin çocuklarının sosyal medya kullanımını dikkatlice izlemeleri ve bu tür tehlikeli trendler hakkında açık iletişim kurmaları gerektiğini belirtmektedir. Çocuklara eğitim verilmesi ve sosyal medyanın getirdiği tehlikeler hakkında bilinçlendirilmesi, böylesi risklerin azaltılması için kritik öneme sahiptir. Ayrıca, gençlerin sosyal medyada maruz kaldığı baskılarla başa çıkabilmeleri için sağlıklı başa çıkma mekanizmaları geliştirmeleri teşvik edilmelidir.
Sonuç olarak, sosyal medyanın sunduğu eğlencenin yanı sıra, takip edilmesi gereken bir dizi tehlike de beraberinde geldiği aşikar. Gençlerin kendi hayatlarını tehlikeye atmalarını önlemek ve bu tehlikeli trendlerin yayılmasını engellemek, tüm toplumun sorumluluğudur. Hem ebeveynler hem de eğitimciler, gençlerin sosyal medya kullanımlarını sağlıklı bir şekilde yönlendirmeli ve bu platformların sunduğu riskler konusunda onları eğitmeye yönelik önlemler almalıdır. Unutulmamalıdır ki, "havalı" bulduğumuz her şey, hayatımızı ciddi şekilde etkileyebilir. Sosyal medya trendlerinin dalgalarında kaybolmadan, sağlıklı bir denge kurmak ve bilinçli davranmak son derece önemlidir.