Türkiye’nin güneydoğusunda gerçekleşen 23 Nisan depremi, sadece yerle gök arasında değil, aynı zamanda gayrimenkul piyasasında da ciddi etkiler yarattı. Depremin ardından birçok insan, güvenli ve sağlam konut arayışına girdi; bu durum kiralık ve satılık konut fiyatlarının aniden fırlamasına neden oldu. Peki, bu süreçte neler yaşandı? Gayrimenkul piyasasını etkileyen bu gelişmelerin arka planını ve sonraki aşamaları inceleyelim.
23 Nisan'da meydana gelen depremin ardından, özellikle hasar gören bölgelerdeki konutlar için kiralama ve satış talepleri patladı. Deprem sonrası insanlar, güvenli konutlar bulma konusunda acele etmeye başladı. Bu durum, kiralık ve satılık konut fiyatlarının fırlamasına neden oldu. Özellikle büyük şehirlerde, daire ve evlerin gündelik yaşamın getirdiği güvenlik endişeleri ile birlikte köy ve kırsal alanlara yönelmesi, talep artışını daha da artırdı. Bilhassa İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde konut fiyatlarının yüzde 20’ye varan oranlarda artış gösterdiği bildiriliyor.
Uzmanlar, fiyat artışlarının sadece depremle sınırlı olmadığını, pandeminin de etkisiyle insanların ev alma isteğinin arttığını vurguladı. İş güvencesinin artması, uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşması ve kırsalda yaşamın cazip hale gelmesi, insanların ev alım kararlarını doğrudan etkiledi. Deprem sonrası yaşanan hüsranın getirdiği stres ve belirsizlik, insanlar için daha güvenli bir yaşam alanına duyulan ihtiyacı tetikledi.
Piyasalardaki bu hareketlilik, aynı zamanda konut geliştiren inşaat firmaları üzerinde de etkili oldu. Çoğu firma, beklenen talep artışını görmekle birlikte, özellikle deprem sonrası hassasiyetleri göz önünde bulundurarak projelerini hızlandırmak adına hazırlıklara başladı. Bununla birlikte, deprem güvenliği standartlarının artırılması gerektiği, gelecekte yaşanabilecek olaylara karşı güçlendirilmiş yapıların önemine dikkat çekildi. Hükümetin de bu süreçte, kentsel dönüşüm projelerine hız vermesi bekleniyor.
Öte yandan, kiralık konut pazarında yaşanan sıkışıklık, kiraları iki katına çıkararak konut fiyatlarının rekor seviyelere ulaşmasına neden oldu. Bu durum, özellikle genç profesyoneller için zor bir yaşam alanı yaratmakta. Kiralık ev bulmanın giderek zorlaşması, sosyal medyada konut arayışını hızlandıran grupların ve platformların artmasına yol açtı. Talep ve arz dengesinin bozulması, konut pazarını belirsizliğe sürükleyerek, kiracıların artan fiyatlar karşısında nasıl bir çözüm bulacağı konusunda tereddüt yaratıyor.
Kısacası, 23 Nisan depremi, gayrimenkul pazarında ciddi değişikliklerin habercisi oldu. Fiyatların fırlamasıyla birlikte, insanların yaşam alanları üzerine yeniden düşünmelerine neden olan bu durum, ekonominin güçlendiği ve insanların daha güvenli hayat alanlarına yöneldiği yeni bir dönemi başlattı. Uzmanlar, önümüzdeki dönemde gerçekleşecek yeni projeler ve konut güvenliği konularında daha fazla yatırım yapılmasının hayati önem taşıdığını belirtiyor. Sadece ekonomik açıdan değil, yaşam kalitesi açısından da bir dönüşüm yaşanacağı öngörülüyor.
Sonuç olarak, 23 Nisan’da gerçekleşen deprem, gayrimenkul sektöründe büyük bir sıcaklık yarattı. Hem kiralama hem de satılık konut pazarında gözle görülür bir artış yaşanırken, bu durum deprem sonrası güvenli yaşam arayışının bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Depremin etkileri ve sonucunda gelişen durumlar, gayrimenkul sahiplerini, kiracıları ve yatırımcıları yakından ilgilendiren bir süreç olarak karşımızda duruyor. Önümüzdeki günlerde bu konular üzerine daha fazla veri ve analiz gelecekti.