Mersin, 2023 yılının Ekim ayının başlarında etkili olan aşırı sağanak yağışlarla birlikte büyük bir sel felaketi yaşadı. Yoğun yağışların, kent genelinde meydana getirdiği su baskınları, hem maddi hasara neden oldu hem de vatandaşların günlük yaşamlarını olumsuz etkiledi. Olayın hemen ardından ekipler selden etkilenen bölgelerde hummalı bir çalışmaya başladı. Mersin'deki bu doğal afet, yalnızca şehirde değil, çevresindeki illerde de dikkat çekti ve acil önlem almanın gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
31 Ekim 2023 tarihinde başlayan sağanak yağışlar, gün içerisinde etkisini giderek artırdı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün önceden yaptığı uyarılar, yerel yönetimlerin ve vatandaşların daha hazırlıklı olmasını sağladı. Ancak beklenmedik şekilde yoğunlaşan yağış, özellikle Derinliğidere ve Tarsus bölgelerinde şiddetli sel baskınlarının yaşanmasına neden oldu. Yoğun yağışlar sonucu taşan derelerin üzerindeki taşların ve çamurun yolları kaplamasıyla birlikte birçok araç yolda kalırken, bazı evlerin giriş katları su altında kaldı. Yaklaşık 200 eve doluşan su, hem eşyalara zarar verdi hem de vatandaşları zor durumda bıraktı.
Sel felaketinin yaratmış olduğu hasarın boyutları henüz tam olarak ortaya konamamışken, ilk belirlemelere göre birkaç milyon TL’lik bir maddi zarar oluştuğu tahmin ediliyor. Bu durum, Mersin'in altyapısının ne kadar güçlendirilmesi gerektiğini bir kez daha gündeme getirdi. Meteorolojik verilerin dikkate alınarak, altyapı projelerinin bir an önce hayata geçirilmesi gerekliliği, kamuoyunda yankı buldu.
Sel olayının ardından Mersin Büyükşehir Belediyesi ve AFAD, hemen harekete geçerek bölgedeki acil durum çalışmalarını başlattı. Ekipler, su baskınlarından etkilenen tüm bölgelerde temizlik ve kurtarma çalışmaları yürütmekte. Selin etkilerine rağmen, can kaybının yaşanmaması sevindirici bir gelişme olarak değerlendirildi. Ancak birçok insan evini ve eşyalarını kaybettiği için derin bir üzüntü içinde. Yerel yönetim, kısa sürede vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak için hızlı bir yardım süreci başlattı. Bunun yanı sıra, sel öncesinde yapılan meteorolojik uyarılara rağmen, bazı bölgelerde altyapının yetersiz kalması, ileride benzer felaketlerin yaşanmaması için gereken önlemlerin bir an önce alınması gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Öte yandan, Mersin Üniversitesi'nden uzmanlar, bu tür olayların artmasının iklim değişikliğinden kaynaklı olduğunu belirtti. Türkiye'nin ikliminin değiştiğini, buna bağlı olarak ekstrem hava olaylarının sıklığında artış gözlemlendiğini ifade eden uzmanlar, şehirlerin iklim adaptasyonuna uygun şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğini vurguladı.
Mersin'de yaşanan bu sel felakati, sadece doğal afetlerin değil, aynı zamanda şehir planlamasındaki eksikliklerin de bir yansıması olarak değerlendirilmelidir. Yerel yönetimler, hem acil durum planlarını gözden geçirip güçlendirmeli hem de uzun vadeli altyapı projelerini hayata geçirmelidir. Çünkü bir daha böyle bir durumla karşılaşmamak için alınacak tedbirler, hayat kurtaracak önemli adımlardır.
Mersin'deki bu olay, benzer koşullarda yaşayan her şehir için bir uyarı niteliği taşımaktadır. İklim değişikliği ile birlikte artan sel olaylarının, gereken önlemler alınmadığı takdirde hayatı nasıl etkileyebileceği konusunda bir ders olmalıdır. Şehirler, doğal felaketlere karşı daha dirençli hale getirilmeli ve halk da gerekli bilgilendirmelerle bu tür olaylara dair bilinçlendirilmelidir. Mersin'de yaşanan sel felaketi, afet yönetiminde dikkat edilmesi gereken pek çok ayrıntıyı gün yüzüne çıkarmıştır ve bu durum, ileride benzer olayların yaşanmaması adına önemli bir fırsat sunmaktadır.