Japonya, ekonomik büyüme konusunda büyük umutlarla başladığı bu yıl, maalesef son çeyrekte beklenenin aksine küçülme yaşadı. Ülkenin 2023 yılı 3. çeyrek verilerine göre, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) yüzde 0.5 oranında daraldı. Analistler, bu durumu iç talepteki azalma ve global ekonomik belirsizliklerle ilişkilendiriyor. Ülke, aynı zamanda tedarik zincirlerindeki aksamalar ve yükselen enerji maliyetleri nedeniyle de ekonomik zorluklar yaşıyor.
Japonya'nın ekonomik düşüşü, birkaç temel faktörden kaynaklanıyor. Öncelikle, iç talepteki daralma dikkat çekiyor. COVID-19 pandemisi sonrası toparlanma sürecinde beklenilen tüketim artışı gerçekleşmedi. Özellikle hanehalkı tüketimi, ülkedeki yüksek enflasyon oranları ve artan yaşam maliyetleriyle olumsuz etkilendi. Tüketicilerin alım gücündeki azalma, alışveriş harcamalarında yüzde 1.2’lik bir düşüşe neden oldu.
Bir diğer etken ise global ekonomik belirsizlikler. ABD ve Avrupa'daki resesyon belirtileri, Japonya’nın ihracatından aldığı payı olumsuz etkiledi. Sektörel bazda otomotiv ve teknoloji ihracatında belirgin bir azalma gözlemlendi. Bunun yanı sıra, yükselen enerji fiyatları ve tedarik zincirlerindeki aksamalar, sanayi üretiminde büyük daralmaya yol açtı. Japonya, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını ithalat yoluyla karşıladığı için bu durum, ülkenin ekonomik sürdürülebilirliği açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Japonya Merkez Bankası, bu olumsuz gelişmelere karşı duyarsız kalmadı. Ekonomiyi desteklemek amacıyla faiz oranlarını sürdürülebilir bir seviyede tutma kararı aldı. Ancak, ekonomistler bu politikanın yeterli olmayabileceği görüşünde. Ekonomik büyümeyi teşvik etmek için yapısal reformlar ve yenilikçi yatırımların acilen gerektiğine dikkat çekiliyor. Altyapı projelerine yatırım yapılması, Ar-Ge harcamalarının artırılması ve dijital dönüşümün hızlandırılması gibi stratejilerin hayata geçirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Piyasa analistleri, hükümetin hem mali hem de para politikalarında daha proaktif adımlar atması yönünde çağrıda bulunuyor. Gelişen sektörler için teşvikler sunulması, yerel üretimin artırılması ve istihdamın desteklenmesi ise önerilen stratejiler arasında. Sadece iç talebi değil, dış ticareti de artırmaya yönelik politikalarla Japonya'nın yeniden büyüme yoluna girmesi sağlanabilir.
Özetle, Japonya'nın son çeyrekteki küçülmesi, birçok karmaşık faktörün bir araya gelmesiyle oluşmuş bir durumdur. İç talepteki azalma, enerjideki dışa bağımlılık ve global ekonomik belirsizlikler, bu küçülmenin başlıca nedenlerindendir. Hükümetin bu durumu aşmak için atacağı adımlar, Japonya'nın ekonomik geleceği için kritik bir önem taşıyor. Ekonomisinin yeniden canlanması için yapılacak her türlü reform ve strateji, ülkenin uzun vadeli sürdürülebilirliği açısından hayati öneme sahip olacak.