İstanbul'da yaşayan iki çocuk annesi S.B. (34), evinde meydana gelen korkunç bir cinayete kurban gitti. Eşi M.B. tarafından silahla vurulan kadın, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Olay, 21 Ekim 2023 tarihinde akşam saatlerinde Maltepe ilçesi, Bağcılar Mahallesi'nde gerçekleşti. Aile içindeki gerginliklerin ve sorunların kaynağı merak konusu olurken, cinayet sonrası yaşanan detaylar, toplumda infial yarattı.
Olayın öğrenilmesinin ardından, komşuların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yardımcı olmak amacıyla evin kapısını çalan sağlık ekipleri, içeriden gelen acı çığlıkların ardından hemen içeri girdi. S.B.'nin kanlar içinde yatarken bulunması, ekiplerin gözleri önünde büyük bir şok etkisi yarattı. 34 yaşındaki kadının silahla vurulduğu ve olay yerinde hayatını kaybettiği tespit edildi. Olayın ardından polis, M.B.'yi evin yakınlarında gözaltına aldı. İlk ifadelerine göre, M.B. eşinin kendisine ihanet ettiğini düşünerek sinir krizi geçirmişti.
Olay yerinde yapılan incelemeler sırasında, M.B.'nin evde bir süre sonra cinayet silahını bırakmak zorunda kaldığı ortaya çıktı. İş yerinden gelen arkadaşlarının ifadesine başvuran polis, M.B.'nin son günlerde ruhsal olarak sarsıldığı ve ailesi ile sürekli tartışmalar yaşadığını kaydetti. Olayın hemen ardından Maltepe İtfaiye Müdürlüğü ekipleri, evin çevresindeki güvenlik kameralarını inceleme altına aldı. Ancak, S.B.'ye yönelik var olan tehdit ve şiddet olayları daha önce kaydedilmemişti. Bu da, yaşanan trajedinin önlenememesi yönünde ciddi bir eleştiri yarattı.
Olay, sosyal medya platformlarında geniş yankı buldu. Kadın cinayetlerine karşı tepkilerini dile getiren aktivistler, yaşanan olayın basit bir ailesel sorun değil, toplumun derin yaralarından biri olduğunu vurguladı. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güvenliği konusundaki ihlallerin artması, birçok insanın tepkisini çekerken, bu trajik olayın ardından yeniden gündeme gelmesi birçok kişi için moral bozukluğu yarattı. Özellikle kadınlar, böyle bir olayın yaşanmasının kendi güvenlikleri üzerindeki etkilerini sorguladılar.
Yapılan bu tür cinayetlerin önlenmesi için alınan tedbirlerin yetersiz olduğu, aile içi şiddet ve cinayetlerin hala yoğun biçimde yaşandığı gerçekliği, medya ve sosyal aktivistler tarafından dile getirildi. S.B.'nin iki çocuğunun geleceği ise belirsizlik içinde kalırken, ailenin akrabaları da olayın etkisi altında derin bir acı içerisinde kaldı.
Olayın ardından M.B. hakkında açılan dava süreci ise dikkatle izleniyor. çevre sakinleri ve sosyal medya kullanıcıları, adaletin yerini bulmasını talep ediyorlar. Birçok kadın hakları savunucusu, M.B. 'nin en ağır şekilde cezalandırılmasını ve şiddet eğilimli insanların silahlı olarak sokakta dolaşmasının önüne geçilmesi gerektiğini savunuyor. Bunun yanı sıra, kadın sığınma evleri ve acil yardım hatlarına daha fazla fon ayrılması gerektiği konusunda da kamuoyunu bilgilendiriyorlar. S.B. 'nin yaşadığı korkunç olay, gelecek nesiller için örnek alınması gereken bir durum olarak kayıtlara geçti. Bu tarz dramatik vakalar, toplumda köklü değişiklikler yapılması sonucunu doğuracak ve ses getiren bir tartışma ortamı yaratacaktır.
Olayın yaşandığı saatleri takip eden günlerde, farklı şehirlerde kadın cinayetlerine karşı protestolar da düzenlenmeye başladı. Kadınlar, hayatlarını tehdit eden her türlü durumu karşısında seslerini yükseltmekte kararlılar. S.B. cinayeti gibi trajik olayların tekrarının yaşanmaması adına, toplumun tüm kesimlerinin birlik olup bu meseleye çözüm bulmaya yönelik eylemler içinde olması bekleniyor. Kadın cinayetlerinin önlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine farkındalığın artması, bu tür acı olayların son bulmasına katkı sağlayabilir.
Sonuç olarak, İstanbul'da meydana gelen bu olay, yalnızca bir cinayet değil, aynı zamanda toplumun temelinde var olan sorunları gözler önüne seren bir vakadır. S.B. ve diğer kadınların sesinin duyulması için hep birlikte mücadele edilmesi gereken bir döneme girmiş durumdayız. Bu tür olaylar karşısında sessiz kalmamak ve kadına yönelik şiddetin karşısında durmak, toplumun her bireyinin sorumluluğundadır.