Son günlerde Filistin-İsrail çatışmaları yeniden alevlenirken, alıkonulan Filistinli hastane müdürü Mahmud K.’nın durumu dünya gündeminde büyük yankı uyandırdı. Uzun süreli gözaltında tutulan Mahmud K., vücut ağırlığının neredeyse üçte birini kaybettiği bildirdi. Olay, sağlık hizmetlerinin olumsuz etkilenmesini ve uluslararası insan hakları ihlalleri açısından alarm zillerinin çalmasına neden oldu. Görüşme sırasında, Mahmud K. alıkonulma sürecinin kendisine nasıl bir fiziksel ve psikolojik yıkım getirdiğini detaylı bir şekilde dile getirdi.
Mahmud K., alıkonma sürecinde yaşadığı travmayı, psikolojik etkilerini ve ailevi bağlantılarını kaybetmenin acısını gözyaşları içerisinde anlattı. "İlk günler çok zordu. Fakat daha sonra umudumu kaybettim," diyen K., bulunduğu koşulları ve maruz kaldığı insanlık dışı muameleyi aktardı. Hastane müdürü, 14 ay süresince yaşadığı fiziksel zorluklar nedeniyle vücut ağırlığının üçte birini kaybettiğini belirtti. "Sadece fiziksel sağlığım değil, ruhsal sağlığım da oldukça zarara uğradı. Hastalarım ve ailem aklımdan çıkmadı. Onları görememek bir tür ceza gibi geldi," diyerek geçirdiği zor günleri dile getirdi.
İsrail güçlerinin maalesef hastaneleri hedef alması, acil sağlık hizmetlerini etkileyen bir sorun haline geldi. Sağlık kurumlarının güvenliği konusunda dünya genelinde ciddi endişeler var. Alıkonulan K., "Bir hastane müdürü olarak, hastalarıma yardım etmek yerine böyle bir durum içinde kaldım. Bu savaşın en acımasız tarafı; tıpkı benim gibi hastaların, bir çözüme ulaşamadan hayatlarını kaybetmesidir," şeklinde konuştu.
Mahmud K.'nın durumu, uluslararası toplumda ciddi tepkilere neden oldu. Birçok insan hakları örgütü, bu tür alıkoyma eylemlerinin barışa zarar verdiğini vurgulayarak durumun derhal sonlandırılmasını istedi. Uluslararası Af Örgütü ve çeşitli sağlık kuruluşları, alıkonulan Filistinli sağlık profesyonellerinin durumuna dikkat çekiyor. Yapılan açıklamalarda, "Savaşın ortasında sağlık hizmeti sunmak için mücadele eden bu insanlara yapılanlar kabul edilemez," denildi.
Filistinli sağlık çalışanlarının yaşadığı durum, sadece bireysel acılardan ibaret değil; aynı zamanda bir toplumun sağlık altyapısının ne denli zayıfladığını da gözler önüne seriyor. Mahmud K., bir an önce özgürlüğüne kavuşmayı ve halkına hizmet edebilmeyi umuyor. "Beni alıkoymakla kalmadılar, umutlarımı da aldılar. Ancak umudumu yeniden bulmakta kararlıyım," diyerek savaşın yarattığı derin yaralara rağmen direnişini sürdüreceğinin altını çizdi.
Hastane müdürü K.'nın durumu, ayrı bir insan hikayesinin yanı sıra, ülkelerarası barış müzakereleri ve insan hakları konuşmalarının da ışığı oldu. Bu durum, savaşın merkez üssünde sağlık hizmetlerinin bir çeşit ceza aracı olarak kullanılmaması gerektiği gerçeğini ortaya koyuyor. Gerçekte, savaşın en masum kurbanları her zaman en savunmasız grubun, yani kadınlar ve çocukların sağlıklarıdır. Umut ediyoruz ki, Mahmud K. ve benzeri durumlar, hak ihlallerine karşı duyarlı bir toplum bilinci oluşturur ve bu tür olayların tekrarlanmaması adına gereken önlemler alınır.
Sonuç olarak, yaşanan olaylar sadece bireysel acılarla sınırlı kalmamalı; tüm uluslararası otoriteler, insan hakları savunucuları ve toplumlar olarak, bu trajedilere karşı sesimizi yükseltmeliyiz. Filistinli hastane müdürü Mahmud K., sadece kendisi için değil, tüm sağlık çalışanları ve masum halk için adaletin peşinde koşmaya devam ediyor.