Son yıllarda, özellikle 15-30 yaş aralığındaki genç bireylerde kanser vakalarında gözle görülür bir artış meydana geldi. Sağlık uzmanları bu durumu yakından inceleyerek çeşitli faktörleri gündeme getiriyor. Gençlerin yaşam tarzlarındaki değişimlerden çevresel etkenlere kadar pek çok neden bu artışta rol oynuyor. Peki, kanser neden genç yaşlarda bu kadar yaygınlaştı? Uzmanların belirttiği nedenler ve gençler için alınması gereken önlemler nelerdir? İşte bu soruların yanıtları.
Günümüzde genç nesil, önceki kuşaklara kıyasla daha yoğun bir yaşam tarzına sahip. Hızlı tempolu hayat, sağlıklı beslenme ve yeterli fiziksel aktivite gibi beslenme alışkanlıklarını olumsuz etkileyebiliyor. İşlenmiş gıdaların tüketiminin artması, aşırı şeker ve yağ içeren yiyeceklerin sıklıkla tercih edilmesi, gençlerin kanser riskini artıran faktörlerden biri haline geldi. Ayrıca, fiziksel aktivite yetersizliği de obezite ve buna bağlı hastalıklara zemin hazırlayarak kanser riskini yükseltiyor.
Çevresel faktörler, kanserin artışını etkileyen diğer bir önemli unsurdur. Hava kirliliği, tarımda kullanılan kimyasallar, toksik atıklar gibi etkenler, gençlerin maruz kaldığı riskleri artırmakta. Bunun yanı sıra, genetik yatkınlık da kanserin gelişiminde kritik bir rol oynar. Aile geçmişi kanser hastalığına sahip bireyler, genç yaşta kanser riski altında olabilir. Bu nedenle, ailede kanser öyküsü bulunanlar, düzenli sağlık kontrollerine önem vermelidir.
Ayrıca, gençlerin sağlığını tehdit eden bir diğer faktör ise stresten kaynaklanan psikolojik sorunlardır. Yoğun sınav dönemleri, iş bulma kaygısı ve sosyal medya baskısı gibi edimsel nedenler, gençlerin psikolojik durumlarını olumsuz etkileyerek genel sağlıklarını bozmaktadır. Bu durum, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve dolayısıyla kanser riskinin artmasına neden olabilir.
Gençlerde kanserin utandırıcı bir tabu haline gelmesi de bir başka sorun. Birçok genç, böyle bir hastalığın kendilerini etkilemeyeceğine dair yanlış bir inanç taşıyor. Kanserin yalnızca yaşlı insanlarda görüldüğüne olan bu inanç, gençlerin erken belirtileri göz ardı etmesine yol açabiliyor. Dolayısıyla, eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları bu konuda son derece önemlidir.
Mario Esposito, genç kanser hastaları arasında yapılan bir araştırmada, erken teşhisin hayat kurtarıcı olduğunu dile getiriyor. “Gençler, herhangi bir sağlık sorunu yaşadıklarında bunu geçiştirme eğiliminde olabiliyorlar. Ancak bulguların ciddiyetine vakit kaybetmeden dikkat etmeleri gerek,” diyen uzman, gençleri bilinçlendirmek için daha fazla kampanya yapılması gerektiğini savunuyor.
Sonuç olarak, gençlerde kanser vakalarında artışın sebebi çok çeşitli faktörlerden kaynaklanmakta. Yaşam tarzı değişiklikleri, genetik yatkınlık, çevresel etkenler ve psikolojik sorunlar, bu sorunun temelinde yer almaktadır. Bu bağlamda, gençlerin daha sağlıklı alışkanlıklar benimsemesi, düzenli sağlık kontrollerini yapması, stresle başa çıkma yöntemleri geliştirmesi ve özellikle ağrı ve benzeri belirtiler konusunda uyanık olmaları, kanserle mücadelede önemli adımlar olacaktır.
Sonuçta, gençlerde kanserin artışı, sadece tıbbi bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir sorundur. Toplumun tüm kesimlerine düşen görevler var. Hem birey bazında sağlıklı alışkanlıklar geliştirmek, hem de gençlerin sesine kulak vererek onları bilinçlendirmek, geleceğimizi tehdit eden bu sorunun üstesinden gelmenin yolu olacaktır.