Emekli olduktan sonra bir tarım macerasına atılan 60 yaşındaki Hasan Yılmaz, tropikal meyve pitaya üretimine başladı. Günümüzde sağlık beslenmenin önemi artarken, Hasan Bey’in hikayesi, kendi işini kurmanın ve sağlıklı yaşamın bir örneği olarak dikkat çekiyor. Yaklaşık bir yıl önce Ordu'nun küçük bir köyünde pitaya ağaçları dikmeye karar veren Yılmaz, bugün bu dikkat çekici meyvenin kilosunu 200 TL’den satıyor. Peki, pitaya (dragon fruit) nedir, neden bu kadar değerli ve nasıl üretim süreci gelişti? İşte Hasan Yılmaz’ın hikayesi ve pitaya tarımının detayları.
Pitaya, farklı renkleri ve sıra dışı görünümü ile son yılların en popüler tropikal meyvelerinden biridir. Özellikle raflarında dikkat çeken bu meyve, sağlık açısından da birçok fayda sunuyor. Yüksek antioksidan içeriği ile bağışıklık sistemini güçlendiren pitaya, sindirim sağlığına da olumlu etki ediyor. Düşük kalori ve bol lif içermesi sayesinde diyetisyenlerin gözdesi haline geldi. Yüksek C vitamini içeriğiyle, cilt sağlığını iyileştirirken, aynı zamanda enerji verici özelliği ile de sporcular arasında sıkça tercih ediliyor. Ayrıca, kan şekerini dengelediği bilinen pitaya, kalp sağlığını korumaya yardımcı oluyor. Tüm bu özellikleri ile pitaya, sağlıklı bir yaşam sürmek isteyenlerin menüsünde yer alması gereken bir meyve haline gelmiştir.
Hasan Yılmaz’ın pitaya üretimi ise tamamen bir tesadüfle başlamış. Emekli olduktan sonra, doğayla iç içe bir yaşam sürme arzusu ile köyüne dönen Yılmaz, belgesellerde gördüğü pitaya meyvesinin yetiştirilmesi ile ilgilenmeye karar vermiş. İlk başlarda yalnızca hobi olarak düşündüğü bu iş, zamanla onun için bir geçim kaynağı haline gelmiş. Pitaya fidanlarını alırken dikkatli bir seçim yapan Yılmaz, doğru toprak ve iklim şartlarını oluşturmak için epeyce çaba harcamış. İyi sonuçlar almasıyla birlikte, üretim alanını genişletmeye karar vermiş ve bugüne kadar 300 adet pitaya ağacı dikmiş durumda.
Yılmaz, aynı zamanda pitaya üretiminin zorluklarından bahsetmeden edemiyor. İyi bir pitaya meyvesi yetiştirmek için sıcak iklim tercih edilmesi gerektiğini, sulama süreçlerinin dikkatle yönetilmesi gerektiğini ifade ediyor. Hava sıcaklıklarının düzenli takibi ve buna uygun sulama sisteminin uygulanması, başarılı bir üretim için şart. Pitaya bitkileri, su tutma kapasitesi yüksek olan toprağı seviyor; bu nedenle, toprağı hazırlarken kendi tecrübelerini ve araştırmalarını kullanarak bilimsel bir yaklaşım sergiledi. Bu süreçlerde yerel tarım uzmanlarının da desteğini alarak, daha verimli bir tarım yapmayı başarmış.
Pitaya meyvesi olgunlaştığında, güzel bir fiyat aralığı ile pazara sunulması da Yılmaz’ın yüzünü güldüren bir diğer faktör. Kilosunu 200 TL’den satan Yılmaz, ürünlerini hem yerel pazarlar hem de online platformlar aracılığıyla satıyor. İlerleyen dönemlerde, üretim miktarını artırarak daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmayı planlıyor. Özellikle sağlıklı yaşam trendinin yükselmesiyle birlikte, pitaya talebinin artacağına inandığını belirtiyor.
Sonuç olarak, Hasan Yılmaz’ın pitaya üretimi, hem bireysel bir başarı öyküsü hem de sağlıklı beslenmeye olan katkısı açısından oldukça değerli bir girişim. Emeklilik döneminde yeni bir kariyer başlatmak, insanların potansiyellerini nasıl kullanabileceğine dair umut verici bir örnek oluşturuyor. Pitaya gibi tropikal meyvelerin Türkiye’deki üretim potansiyeli, hem çiftçiler için yeni fırsatlar sunmakta hem de sağlıklı yaşam tutkunları için lezzetli bir alternatif oluşturmaktadır. Gelişen tarım teknolojileri ve bilinçli üreticiler sayesinde, gelecekte daha fazla pitaya üretimi görmek mümkün olabilir.