Geçtiğimiz günlerde, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın ekonomi politikalarına yönelik yeni değerlendirmeler, dünya genelindeki piyasalarda büyük yankı uyandırdı. Uzmanlar, Trump’ın uyguladığı politikaların, özellikle vergi indirimleri ve düzenlemelerin değişmesi gibi unsurların, resesyon riskini önemli ölçüde artırabileceğini belirtiyor. Bu durum, sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde değil, uluslararası arenada da etkilerini göstermeye başladı.
Trump döneminde uygulanan vergi indirimleri, bireysel tüketimde belirgin bir artış sağlamıştı. Ancak, bu politikaların sürdürülebilirliği üzerine eleştiriler, yeni bir resesyonun kapıda olduğu yönünde endişeleri artırdı. Ekonomi uzmanlarına göre, düşük işsizlik oranları ve yüksek tüketim, kalıcı bir büyüme yerine geçici bir buluşma sunuyor. Trump’ın yeni şanlı politikalarını benimseyen bir dizi eyalet, ekonomik büyümeyi desteklese de, bu durum birçok ekonomiste göre makro ekonomik dengesizlikleri derinleştiriyor.
Özellikle, 2021 yılında meydana gelen COVID-19 pandemisinin ardından, ekonominin yeniden toparlanması için atılan adımlar, Trump döneminde izlenen politikalardan etkilenmeye devam ediyor. Yanlış hesaplamalar ve zayıf yönetim anlayışı, Amerikan ekonomisinde 'beklenmeyen' bir durgunluk yaşanma olasılığını artırıyor. Uzmanlar, bu durumu yalnızca ABD ile sınırlı görmeyip, dünya üzerindeki diğer ülkeleri de tehdit eden bir senaryo olarak tanımlıyorlar.
Dünya genelindeki yatırımcılar, Trump’ın ekonomi politikalarından kaynaklanan belirsizlikler nedeniyle tedirginliklerini saklayamıyorlar. Hisse senedi piyasaları, döviz kurları ve emtia değerleri, Trump’ın politikalarının olumsuz etkileriyle çalkantılı günler geçiriyor. Ekonomik göstergelerdeki dalgalanmalar, yatırım kararlarının zorlaşmasına neden oluyor. Yüksek faiz oranları, enflasyonun artışı ve döviz dalgalanmaları gibi işaretler, finansal piyasalarda derin bir kriz yarabileceği yönünde endişeleri artırıyor.
2023 sonuna yaklaştığımız bu günlerde, ekonomistler, Amerika’daki ekonomik büyümenin, Trump’ın politikalarının etkisiyle daha da yavaşlayacağı öngörüsünde birleşiyorlar. 2024 yılında gerçekleşecek başkanlık seçimleri sürecinde, Trump'ın yeniden adaylığını açıklamasıyla birlikte, hem siyasi hem de ekonomik belirsizliklerin artması bekleniyor. Bu belirsizlik, yatırımcıların karar alma süreçlerini etkileyecek ve piyasaları şekillendirecek önemli bir unsur olacak.
Özetle, Trump'ın ekonomi politikalarının yarattığı belirsizlik, resesyon riskinin yükselmesine ve global piyasalarda süregiden endişelere neden oluyor. Amerika Merkez Bankası’nın (Fed) olası müdahale durumları, dünya ekonomisinin geleceğini nasıl etkileyecek, bu sorular izlenim altında olacak. Ekonomik veriler ve piyasa hareketleri, önümüzdeki aylar içinde dikkatle takip edilecektir. Trump döneminin bıraktığı derin izler, dünya ekonomisinde önemli değişimlere kapı aralayabilir.