Beykoz Belediyesi’nde yaşanan mali skandallar ve usulsüzlük iddiaları, kamuoyunun dikkatini çekmeye devam ediyor. Uzun süredir devam eden soruşturmalar sonucunda, Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, mahkeme tarafından kabul edildi. Bu gelişme, hem yerel hem de ulusal basında geniş yankı uyandırdı. İddianamede, belediye yetkililerinin görevlerini kötüye kullandığına dair ciddi iddialar yer alıyor. Peki, bu iddialar neler? Beykoz Belediyesi’ndeki skandallarla ilgili sadece hukukî boyut mu söz konusu, yoksa başka derin meselelere mi işaret ediyor?
Beykoz Belediyesi’deki soruşturma süreci, 2022 yılının sonlarına doğru başlamıştı. Özellikle kamu kaynaklarının kötü yönetilmesi ve rüşvet iddiaları üzerine yürütülen soruşturmalar, birçok belediye çalışanının ve yöneticisinin ifadesine başvurulmasıyla derinleşti. Tüm bu gelişmeler, İstanbul’un en çok dikkat çeken bölgelerinden biri olan Beykoz’da yaşayan halkın gündemini de oldukça meşgul etti. Halk, yıllardır güvenlerini oyuşlarını verdikleri yerel yöneticilerin bu tür skandallarla anılmasını istemiyor. İddianame içinde; olağan dışı harcamalar, sahte faturalar ve usulsüz ihale süreçleri gibi konular detaylı bir şekilde ele alındı. Özellikle büyük projeler için ayrılan bütçelerin, sözde ihalelere katılan şirketlere havale edilmesi konusunda ciddi deliller ortaya kondu.
İddianamenin detaylarına göre, Beykoz Belediyesi'nde görevli bazı üst düzey yöneticilerin, çeşitli ihaleleri belirli firmalara vermek amacıyla aralarında gizli anlaşmalar yaptıkları belirtiliyor. Ayrıca, bu yöneticilerin, belediyenin resmi belgelerini manipüle ederek, kamu kaynaklarından zimmetlerine para geçirdikleri yönünde somut kanıtlar sunduğu ifade ediliyor. Adalet Bakanlığı’nın bu durumla ilgili olarak başlattığı soruşturmanın, yerel yöneticilerin yanısıra birkaç iş insanını da kapsadığı öğrenildi. İddianamenin kabul edilmesi, soruşturmanın artık yargı aşamasına geçtiği anlamına geliyor. Kamuoyu, gerekli yasal süreçlerin hızlı bir şekilde ilerlemesini ve suçluların en ağır şekilde cezalandırılmasını bekliyor. Beykoz'da yaşayanlar, bu olayların ardından belediyeye olan güven duygularının sarsılmaması için adaletin yerini bulmasını talep ediyor. İddianamede yer alan suçlamaların çok ciddi olduğunu ve kamu görevine olan güvenin yeniden sağlanması için acil çözüm yolları gerektiğini belirtiyorlar.
Beykoz Belediyesi’nde yaşanan bu süreç, Türkiye genelinde yerel yönetimlerin denetim mekanizmalarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür olayların, yerel yönetimlerdeki kötü yönetim ve denetimsizlik sorunlarını gündeme getirmesi açısından bir uyarı niteliği taşıdığı vurgulanıyor. Hem yerel halkın hem de ülke genelinde vatandaşların, daha şeffaf ve hesap verebilir yöneticilere ihtiyacı var. Beykoz Belediyesi bu yönde nasıl bir önlem alacak? Kamuoyunun gözü bu süreçte atılacak adımlarda. Beykoz Belediyesi’ne dair gelişmeler oldukça haberdar olmaya devam edeceğiz.