Alman ekonomist Werner Schumann, Türkiye'nin son yıllarda gerçekleştirdiği ekonomik hamlelerle bölgesinde yükselen bir güç haline geldiğini belirtti. Schumann, Alman finans dergisi Wirtschaftswoche'ye verdiği röportajda, Türkiye'nin ekonomik potansiyelinin giderek daha fazla dikkat çektiğini ve bölgedeki stratejik konumunu ekonomik başarılarıyla pekiştirdiğini ifade etti. Schumann’a göre, Türkiye'nin özellikle altyapı yatırımları, teknolojiye yaptığı yatırımlar ve genç nüfusuyla dinamik bir ekonomiye sahip olması, onu bölgesel bir lider konumuna getiriyor.
Schumann, Türkiye’nin son yıllarda zorlu ekonomik süreçlerden geçtiğini ancak bu zorlukların üstesinden gelmeyi başardığını ve büyüme ivmesini yeniden yakaladığını söyledi. Özellikle enerji, savunma sanayi ve dijitalleşme alanlarında atılan adımların Türkiye ekonomisine ciddi bir katkı sağladığını belirten Schumann, bu sektörlerin Türkiye'yi farklılaştıran ve bölgedeki rekabet gücünü artıran faktörler olduğunu dile getirdi. Alman ekonomist, Türkiye'nin genişleyen ihracat ağının da bu ekonomik yükselişin temel unsurlarından biri olduğunu belirtti.
Ekonomik istikrarın ve sürdürülebilir kalkınmanın önemine dikkat çeken Schumann, Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasındaki köprü rolünü iyi kullanarak, hem Doğu hem de Batı ile güçlü ticari ilişkiler geliştirdiğini ifade etti. Türkiye’nin özellikle Afrika ve Orta Doğu pazarlarında etkili bir oyuncu haline geldiğini söyleyen Schumann, bu bölgelerdeki ekonomik etkisini artırmaya devam edeceğini vurguladı. Bu durumun sadece ticari değil, aynı zamanda stratejik açıdan da Türkiye'ye bölgesel bir avantaj sağladığını belirtti.
Schumann, Türkiye’nin genç ve dinamik iş gücünün, inovasyon kabiliyetinin ve hızla gelişen sanayisinin ülkenin gelecekteki ekonomik gücünün temellerini oluşturduğunu ifade ederek, "Eğer Türkiye bu momentumunu sürdürebilirse, bölgesel bir güç olmanın ötesine geçerek küresel ekonomik arenada da söz sahibi olabilir" dedi. Schumann ayrıca, Türkiye'nin ekonomik reformlarına devam etmesi ve dış yatırımcılar için cazip koşullar yaratmasının, bu büyüme sürecini hızlandıracağını belirtti. Bu yorumlar, Türkiye ekonomisinin uluslararası camiada olumlu bir algı oluşturduğunun bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.