Son günlerde Türkiye gündemini sarsan bir gelişme yaşandı. ABD’li bir profesör, genç aktivist Rümeysa Öztürk’e destek vermek amacıyla açlık grevine başladı. Bu eylem, Amerika ve Türkiye’deki insan hakları savunucularının dikkatini çekti. Rümeysa Öztürk, son zamanlarda ifade özgürlüğü ve insan hakları konularında cesur duruşuyla pek çok insanın takdirini toplarken, açlık grevi başlatan profesör bu duruma dikkat çekmek için bir kez daha sesini yükseltti. Peki, bu eylemin ardındaki sebepler ve etkileri neler? İşte detaylar.
Rümeysa Öztürk, genç yaşına rağmen Türkiye'de sosyal adalet ve insan hakları konularında önemli bir aktör haline geldi. Geçtiğimiz yıl, Türkiye'deki insan hakları ihlalleri hakkında bir dizi etkinlik düzenleyen Öztürk, başta üniversite öğrencileri olmak üzere pek çok kişiye ilham kaynağı oldu. Ancak, bu cesur duruşu, bazı gruplar tarafından hoş karşılanmadı. Öztürk, sosyal medyada aktardığı eleştiriler nedeniyle hedef haline geldi ve aynı zamanda kişisel güvenliği ile ilgili kaygılar gündeme geldi. Bu kritik noktada ABD’li profesörün açlık grevine başlaması, ülkeler arası insan hakları mücadelesinin taçlandırılması olarak değerlendiriliyor.
Açlık grevini başlatan profesör, insan hakları alanında uluslararası bir üne sahip. Uzun yıllar süren araştırmaları ve akademik çalışmaları ile bilinen bu akademisyen, özellikle gençlerin sesini duyurmasında ve insan hakları konularında farkındalık yaratılmasında önemli bir rol üstleniyor. Başlattığı açlık grevi, sadece Rümeysa Öztürk’ü desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’deki gençlerin ve aktivistlerin karşılaştığı baskılara dikkat çekmek için de planlandı. Profesör, "Bu eylemim, bütün genç aktivistlere bir mesaj verme çabasıdır. Seslerini duyurmak isteyenler yalnız değillerdir,” şeklinde bir açıklamada bulundu.
Rümeysa Öztürk için düzenlenen bu eylem, sosyal medyada büyük bir yankı uyandırdı. Türkiye ve yurtdışındaki pek çok insan hakları savunucusu, professörün bu cesur eylemini desteklemek amacıyla çeşitli kampanyalar başlatmaya karar verdi. Bu kampanyalar aracılığıyla, Rümeysa'nın güvenliği ve Türkiye'deki insan hakları ihlalleri hakkında daha fazla bilgi yaymayı amaçlıyorlar. Toplumun her kesiminden gelen destek mesajlarıyla birlikte, Rümeysa’nın youTube’da paylaştığı videolar kısa sürede viral hale geldi ve bu sayede birçok kişi Türkiye’deki insan hakları sorunlarına dikkat çekmeye başladı.
Sonuç olarak, ABD’li profesörün tüm dünyanın dikkatini çeken açlık grevi, yalnızca Rümeysa Öztürk’ü desteklemekle kalmayıp, genç aktivistlere yönelik baskılara karşı da bir duruş sergilemeyi amaçlıyor. Profesörün bu cesur adımı, hem akademik çevrelerde hem de halk arasında büyük bir takdirle karşılanırken, dünya genelinde insan hakları mücadelesinin devamlılığı açısından da önemli bir örnek teşkil ediyor.